18 Eylül 2015 Cuma

Yeni Yılın Umut Işıkları


"Sima'nın eviyle gideceği yer birbirinden çok uzak değildi. Böyle giyinmişken yürümek biraz rahatsız edici olduğu halde taksiye binmemiş, yine sıkıcı ve ürkütücü bir bekleyişe giderken kendiyle baş başa olmayı seçmişti.

Yılın son gününün kalabalığı, coşkusu, geleceği sanılan değişim, insanların hiç değilse bir gece rahatlamak için harcadıkları çabalar, gençlerdeki umut, yaşamın kaygılarına kapılmışlardaki bıkkın telaş, yaşlılardaki yorgunluk ve geçmişe özlem kalabalığın gözlerinde hissediliyordu.

Sima piyango bileti, yılbaşı süsü ve oyunu satanları görünce üzülüyordu. Bu sahte mutluluk çağrısında büyük bir acı gizliydi. Kan kanserine yakalanmış bir çocuğun doğum günündeki umutsuz mutlu olma ve neşeli olma çabası, tüm kahkahalara, güzel sözlere karşın gözlerdeki acının silinememesi gibi. İnsanlar da bir gecelik kaçışın, milyonlarca liralık kazanılamayacak ikramiyelerin hiçbir sorunlarını çözmeyeceğini biliyorlar, yine de kendilerini buna kaptırmaya çalışıyorlardı.

'Keşke herkesin kazanabileceği bir çekiliş olabilseydi' diye düşündü Sima. Ama o zaman da yalnızca verilen paralar geri alınmış olacağı için kimse özel bir sevinç yaşamayacaktı. Dışarıdan büyük bir destek sağlanıp ek ödüller konması da günümüz koşullarında olanaksızdı, kim bir başkası için karşılığını almayacağı bir bedeli öderdi ki? Üstelik böyle bir durumda bile, herkesin kazandığı bir ikramiyeyi kazanmanın insanları ne kadar mutlu edebileceği konusunda kuşkuları vardı." (1)

"Bu yeni yıldan neler bekliyoruz? Neler yapmayı hayal ediyoruz?" diye soran Ayça Uyar'a neler söyleyebileceğimi düşünürken geçen yılın sonunda yazdığım öyküden bir bölümle başlamaya karar verdim. Her yılın son gününde bir anlamda aynı olayları yeniden yaşıyoruz. Dünya güneşin çevresinde bir tur daha atmış, bizler yaşamın gizemli yolunda on iki aylık yeni bir deneyim kazanmış oluyoruz. Duygu Özlem Demir Eshikumo gibi önceki yıl yaşamına yeni bir güzellik katılmış anneler için yeni yılın çok farklı olacağına kuşku yok.

Yeni yıl dilekleri, umutları ve kararlarıyla yeni yıl düşleri ve gerçekleri arasında önemli ayrımlar var.

Dileklerin karşılanmasını yıldızlardan, umutların gerçekleşmesini insanlardan, kararların uygulanmasını ise kendimizden bekliyoruz. Düşlerimizle umutlanıyor, mutlu oluyor, ama gerçekleri yaşıyoruz.

Geçtiğimiz yıl tüm iletişim olanaklarına karşın insanların birbirini duyamadığı, dinlemediği, anlamadığı, aralarında duvarların yükseldiği bir yıl oldu. Kişisel yalnızlıklar her zaman olabilir. Ama yalnızlığın toplumsallaşması, farklı düşünenler arasında uçurumların derinleşmesi yaşamı çok zorlaştırabilir, bir daha asla onarılamayacak yaralar açabilir.

Kurduğum düşte, farklı düşünenlerin kendilerine daha çok güvenebildiği, herkesin birbirine hoşgörüyle ve sevgiyle baktığı, aynı dünyayı ve geleceği paylaştığını unutmadan sorunları gerçekten çözmeye, birbirini anlamaya çalıştığı yeni bir dünya, yeni insanlar var.

Bunları düşününce yeni yıldan en önemli beklentimin düşlerimin gerçeğe biraz daha yaklaşması olduğunu anladım. Kalabalıkların içine özgürce karışabileceğim, insanların korkmadan sokaklarda özgürce yürüyebileceği, birbirini anlayacağı, hoşgörüyle bakacağı, seveceği, onaylamasa bile katlanmayı öğreneceği günler diledim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder