18 Eylül 2015 Cuma

Bilgisayar İcat Oldu... Google'ın Çaresizliği...


Köroğlu bir zamanlar "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu" demişti.

Hasan Saim Özturhan bir yazısında 16. yüzyılda yaşayan Köroğlu'nun "2001: Uzay Macerası" filmini izleyip insanoğlunun dört milyon yıl önceki halini görse ne diyeceğini sormuş. (1)

Senaryosunu Arthur C. Clark'ın yazıp daha sonra roman olarak yayınladığı Stanley Kubrick'in bu filminin bilim kurgu sinemasında olduğu gibi benim gözümde de özel bir yeri var. Yalnızca Hakan Bilge'nin Sanatlog'daki yazısı bile yaklaşımın derinliği ve içeriğin zenginliği hakkında bilgi vermeye yetiyor. (2)

Ama bana bugün Köroğlu'nu hatırlatan, bir süredir dilime takılan "Bilgisayar icat oldu" sözü.

Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu.

Bilgisayar icat oldu, ne oldu?

Bilgi yabancılaştı.

"Sanayi devrimiyle emekte bir yabancılaşma olmuştu. El emeği, göz nuruyla üretip eserine gururla bakan ustalar fabrikadaki makinelerin arasında üretim hattının bir parçasına dönüşmüş, mutsuzlaşmışlardı.

Günümüzde de bilginin yabancılaşmasından söz edilebilir. Düşüncelerin, geçmiş ve güncel tüm kaynaklardan çıkarılan verilerin, süzülmüş ya da henüz işlenmemiş bilgilerin anlık olarak tüm dünyaya dağılıp paylaşıldığı bir ortamda bunların eski değerini taşıması beklenebilir mi?" (3)

Bilginin kullanımındaki ve paylaşımındaki değişimleri inceleyenler beşinci aşamada olduğumuzu söylüyorlar. Bunun sonuçlarının henüz toplumsal iş biçimlerine ve yaşamlara yeterince yansımadığını belirtiyorlar.

Ne yazık ki bu düşüncenin kaynağını belirtemiyorum.

Sanırım konuyla ilgili çalışmaları olan bir antropologun kitabıyla ilgili yazıda görmüştüm. Daha sonra ulaşmak istediğimde tüm çabalarıma karşın başaramadım. Çünkü ne yazının, ne de yazarının adını hatırlıyordum. Yazarın kadın olması dışında ek ipucu yoktu. Kavramla ve ilgili başlıklarla ilgili yaptığım denemeler sonuç vermedi. Bulamadım.

İnanılmaz arama motoru Google anahtar sözcük doğru olunca isteneni anında buluyor. Üstelik ilk anda yanıt veremezse adeta buna sinirlenip çalışmaya başlayan bir insan gibi robotlarını arşivine ve taradığı sitelere bu kez özel bir amaçla, bilemediğini öğrenmek için gönderiyor. Aynı aramayı birkaç gün sonra yaptığınızda bütün sonuçlar karşınıza gelebiliyor.

Ama seçtiğiniz başlangıç noktalarında belirgin bir eksik ya da yanlış varsa çaresiz kalıyor. Henüz renkleri ve şekilleri, kavramları insan beyni gibi karşılaştıramıyor. "Geçenlerde İnternet'te dolaşırken okuduğum ilginç yazı kimindi?" dediğinizde şaşırıp kalıyor. Oysa o sırada yanınızda bir arkadaşınız olsa ve siz daha sonra sorsanız, ismi hatırlayamasa bile neden söz ettiğinizi hemen anlayabilir.

Sözünü ettiğim yazı bilginin toplumda paylaşım biçiminin değişimindeki beş aşamayı konu alıyordu. İletişim çağına girilmesiyle yaşamaya başladığımız sürecin sonuçlarının henüz tam olarak alınmadığını, etkilerinin yaşamlara ve iş yapma biçimlerine henüz tam olarak yansımadığını söylüyordu.

Aradığım yazıyı bulamadım ama bir başkasını buldum.

Hillary Wilder ve Sharmila Pixy Ferris bilgiyi bireysel ve toplumsal bir olgu olarak tanımlıyor. (4)
Birey için Plato'nun biçimlendirdiği gibi kanıtlarla doğrulanabilerek inanılan gerçeklik olduğunu söylüyorlar. Toplum için de benzer olarak bilgi evrenine ulaşabilen insanların çoğunluğunun geçerli kabul ettiği ortak bilgi parçacıkları kümesi ve akıl tanımını yapıyorlar.

Bir bilgi parçası bilgi evrenine nasıl girer? Doğrulanabilecek bir bilgi haline nasıl gelir? Bu soruların yanıtlarını arıyorlar. İnsanların bilgiyi yaratması, sahiplenmesi, bunlara paylaşılmış bilgi evrenlerinde inanması sırasında, sözlü İletişimden baskıya ve son aşamada sayısal ağlara geçilmesi süreçlerinde yaşanan kaymaları inceliyorlar. İletişim teknolojilerinin bilgi evreninin evrimleşmesindeki etkilerini yalnızca zaman ve mekan boyutunda bilginin paylaşılması olarak değil, bilginin doğrulanabilirliğinin o bilgi üzerindeki otoriteyi ve paylaşım biçimini etkilemesiyle de dikkate alıyorlar. Yazı öncesinden iletişim çağına bilgi teknolojilerindeki değişimin bir özetini veriyorlar.

Yazının kendisi de wiki teknolojisiyle yazılmış. Okuyucuların da incelemesi ve katkı vermesi isteniyormuş.

Bizler burada ne yapıyoruz? Düşündüklerimizi, gördüklerimizi, tanık olduklarımızı anında tüm dünyayla paylaşabilmek ne anlama geliyor? Kısa bir mesaj olarak gönderilen tepkinin çığ gibi büyüyüp milyonlara ulaşması mı şaşırtıcı, yoksa bu çağda baskılarla, sansürle, yasakla, korkutarak insanların düşüncelerini kendilerine saklamasını isteyenlerin bulunması mı?

Bilgi eski değerini taşıyor mu? Yoksa nasıl değerlendireceğimizi bilemediğimiz bir yükün altında ezilmeye mi başlıyoruz? En yakınımızdaki insanı bile anlamayı beceremezken gezegeni paylaşan milyonlarca insanın hepsine birden yakın olabileceğimizi mi sanıyoruz? Bilgimizin henüz depremlerden ve fırtınalardan bizi korumak bir yana, basit iş kazalarını bile önleyemediğini görebiliyor muyuz? Bize yardım etmekten çok rakamlara boğduğunu, büyüme, verimlilik artışı, yüksek performans kavramlarıyla daha çok kazanıp tüketmeye hapsettiğini anlıyor muyuz? Tüm yanıtları tuşların ucunda bulacağını sanmanın düşünme ve araştırma isteğini körelttiğini, bir
sorunun peşinde saatler harcayıp çözmenin güzelliğini anlamsızlaştırdığını görebiliyor muyuz?

Bilgisayar icat oldu, bilginin ve düşünmenin krallığı bitti mi? Artık yalnızca tuşlara hızlı basmak, milyonlarca kişiyle yüzeysel ilişkiler kurmak, insansızlaşan fabrikalarda üretilenleri tüketmek, bilgiyi beyin makinesine beslenip hiçe dönüşen bir hammadde olarak görmek mi var?

Bilmek hala mutlu ediyor mu bizi?

1. Hasan Saim Özturhan, Köroğlu ve Kubrick; sopa icad oldu mertlik bozuldu, http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=55879
2. Hakan Bilge, Bir Stanley Kubrick Şaheseri: 2001, http://www.sanatlog.com/sanat/bir-stanley-kubrick-saheseri-2001-a-space-odyssey-
2001-uzay-macerasi/
3. Mehmet Arat, Bilginin Yabancılaşması, http://blog.milliyet.com.tr/bilginin-yabancilasmasi/Blog/?BlogNo=356091
4. Hilary Wilder and Sharmila Pixy Ferris, Communication technology and the evolution of knowledge, http://hilarys-

wikispace.wikispaces.com/Current+Assembled+Version

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder